Eşinizle seks hayatınızı canlardırmak için çektiğiniz videonun silinmediğini ve Cloud’a yüklenerek, pek çok kişiye ulaştığını anlarsanız ne yaparsınız? Cameron Diaz’ın başrolü Rob Lowe ile paylaştığı yeni filmi ‘Kaset İşi’nin konusu bu beklenmedik olayın etrafında gelişiyor.
Türkiye’de eylülde gösterilecek filmin büyük bir sürprizi de var: 41 yaşındaki Diaz ilk kez çıplak halde kamera karşısında. Filme dair notlar, Cameron Diaz ve RobLowe’un ağzından Tempo dergisinin Ağustos sayısında. Oyuncular ve yönetmenler, özellikle film eleştirmenleri ve izleyici tarafından beğenildiğinde tekrar birlikte çalışmak istediklerini söyler. Ama bu nadiren gerçekleşir. 2011’in hit komedisi ‘Kötü Öğretmen’deki işbirliklerinin ardından yönetmen Jake Kasdan, iki başrol oyuncusu Cameron Diaz ve Jason Segel, yeteneklerini konuşturabilecekleri yeni bir proje bulmaya kararlıydı. Sonunda ortaya ‘Kaset İşi’ (Sex Tape) çıktı. Hikâyesini ‘The Back-Up Plan’den de hatırladığımız Kate Angelo’nun kaleme aldığı film; 10 yıllık evlilik, iki çocuk ve iş maratonu içinde romantizmleri iyiden iyiye durulan, bir zamanların lise âşıkları Annie (Diaz) ve Jay’in (Segel) komik maceralarını konu alıyor. Pek çok modern çifte yakın geleceğe benzeyen senaryo, özellikle Cameron Diaz’ın kalbine dokunuyor. “Tanıdığım çocuklu ve 10 yıllık evli arkadaşlarımın hepsi, bu noktada ilişkiye zaman ayırmanın bir mücadele olduğunu söylüyor. Bunun için emek harcamaları gerekiyor” diyor ve şöyle devam ediyor: “Kaset İşi, birbirlerini gerçekten seven iki insanla ilgili. Birbirlerine karşı hep açık, şeffaf, rahat olmuşlar. Seks konusunda ise biraz kayıtsızlar. Heyecanı geri getirmeye çalışıyorlar. Bu konuda hâlâ bağ kurabildiklerini kanıtlamak istiyorlar. Ve onlara bir vakitler gerçekten iyi olduklarını hatırlatacak çok çılgınca bir işe kalkışıyorlar.” Romantik kıvılcımı tekrar çakmak için çiftin tercih ettiği yöntem de, ‘The Joy of Sex’ten (Seksin Keyfi) bölümler oynayıp, bir tablet ve biraz tekila yardımıyla kendilerini videoya çekmek. Cameron Diaz, bu sahneleri lojistik egzersizi gibi gördüğünü söylüyor. “Böyle sahneleri çekerken, her şeyin kadraja girmek zorunda olduğunun farkındasınızdır. Aynı zamanda her kare için uzuvlarınızı doğru pozisyonda tutmanız gerekir.”
O büyük gece Annie ve Jay için başarıyla geçiyor ama sildiklerini zannettikleri videonun yanlışlıkla Cloud’a yüklenmesiyle asıl mücadele, tümüyle sildirme davası başlıyor. Diaz, film projelerini seçerken yaşının ona engel olmasına izin vermiyor. “İnsanlar bana hep, ‘Artık 20’li yaşlarında olmadığın için iyi rollerin gelmemesinden endişe ediyor musun?’ gibi sorular soruyor. Oysa ben yaşlandıkça daha iyi roller alıyorum. Her yıl Oscar’a aday gösterilen kadınlara bakın: Judi Dench, Emma Thompson vb. Gerçek rolleri asıl onlar kapıyor. İyi projeleri alanlar, sadece saf kızı oynayanlar değil. Çok müteşekkirim ve film yapabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu kadarını hak ettiğimi düşünmüyorum, bu bir ayrıcalık. Her film için deli gibi çalışıyorum. Elimden gelenin en iyisini yapıyorum ve insanların hoşuna gidecek bir iş çıkarmaya çalışıyorum” diyor. Bugüne kadar çektiği filmlerin yelpazesine bakarsak (‘Charlie’nin Melekleri’nden ‘New York Çeteleri’ne ve ‘John Malkovich Olmak’a) Cameron Diaz’ın tek tipleşmesinin imkânsız olduğunu görüyoruz. Sadece geçtiğimiz sene romantik komedi ‘Öteki Kadın’da, komedi ‘Kaset İşi’nde, Broadway uyarlaması ‘Annie’de ve bugüne kadarki en karanlık rolünde, bir uyuşturucu tacirinin sevgilisini canlandırdığı ‘Danışman’da oynadı. Birçok oyuncu ‘Kaset İşi’ gibi bir filme hazırlanmak için günlerce aç kalır, spor salonundan çıkmazken, Cameron Diaz’ın çok satan kitabı ‘The Body Book’u okuyanlar, onun böyle yaklaşımlara karşı olduğunu bilir. “Kendini bırakıp, sonra bir anda sınırı aştığını fark edince geri dönmek için çaba sarf etmeye inanmıyorum” diyen Diaz, şöyle devam ediyor: “Ortada, rahat olduğum, sevdiğim şeyleri yapabildiğim noktada kalmaya çaba sarfediyorum. Ama aynı zamanda beni zihnen, manen ve ruhen iyi hissettirecek kadar da fitness yapmaya çalışıyorum. Bu film için özel bir şey yapmadım. ‘Kamera önünde çıplak olacağım, o yüzden şunu yapayım’ gibi bir derdim olmadı.” Film sektöründe geçen 20 yılda A sınıfı yıldızlar arasına giren Diaz’ın yeteneklerini geliştirmesi için pek çok fırsatı oldu. Hedefleri ise, Jim Carrey’nin karşısında tüm dünyanın dikkatini çektiği ‘Maske’den (1994) bu yana aynı: “İnsanlar o zamanlar bana ‘10 yıl içinde kendini nerede görmek istersin?’ diye sorardı. Cevabım hiç değişmedi. Tek istediğim mutlu olmak. Hayattaki tek hedefim bu; belli bir mutluluk seviyesini sürdürmek. Ve eğer bu film yaparak olacaksa, o zaman daha da harika!”
O büyük gece Annie ve Jay için başarıyla geçiyor ama sildiklerini zannettikleri videonun yanlışlıkla Cloud’a yüklenmesiyle asıl mücadele, tümüyle sildirme davası başlıyor. Diaz, film projelerini seçerken yaşının ona engel olmasına izin vermiyor. “İnsanlar bana hep, ‘Artık 20’li yaşlarında olmadığın için iyi rollerin gelmemesinden endişe ediyor musun?’ gibi sorular soruyor. Oysa ben yaşlandıkça daha iyi roller alıyorum. Her yıl Oscar’a aday gösterilen kadınlara bakın: Judi Dench, Emma Thompson vb. Gerçek rolleri asıl onlar kapıyor. İyi projeleri alanlar, sadece saf kızı oynayanlar değil. Çok müteşekkirim ve film yapabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu kadarını hak ettiğimi düşünmüyorum, bu bir ayrıcalık. Her film için deli gibi çalışıyorum. Elimden gelenin en iyisini yapıyorum ve insanların hoşuna gidecek bir iş çıkarmaya çalışıyorum” diyor. Bugüne kadar çektiği filmlerin yelpazesine bakarsak (‘Charlie’nin Melekleri’nden ‘New York Çeteleri’ne ve ‘John Malkovich Olmak’a) Cameron Diaz’ın tek tipleşmesinin imkânsız olduğunu görüyoruz. Sadece geçtiğimiz sene romantik komedi ‘Öteki Kadın’da, komedi ‘Kaset İşi’nde, Broadway uyarlaması ‘Annie’de ve bugüne kadarki en karanlık rolünde, bir uyuşturucu tacirinin sevgilisini canlandırdığı ‘Danışman’da oynadı. Birçok oyuncu ‘Kaset İşi’ gibi bir filme hazırlanmak için günlerce aç kalır, spor salonundan çıkmazken, Cameron Diaz’ın çok satan kitabı ‘The Body Book’u okuyanlar, onun böyle yaklaşımlara karşı olduğunu bilir. “Kendini bırakıp, sonra bir anda sınırı aştığını fark edince geri dönmek için çaba sarf etmeye inanmıyorum” diyen Diaz, şöyle devam ediyor: “Ortada, rahat olduğum, sevdiğim şeyleri yapabildiğim noktada kalmaya çaba sarfediyorum. Ama aynı zamanda beni zihnen, manen ve ruhen iyi hissettirecek kadar da fitness yapmaya çalışıyorum. Bu film için özel bir şey yapmadım. ‘Kamera önünde çıplak olacağım, o yüzden şunu yapayım’ gibi bir derdim olmadı.” Film sektöründe geçen 20 yılda A sınıfı yıldızlar arasına giren Diaz’ın yeteneklerini geliştirmesi için pek çok fırsatı oldu. Hedefleri ise, Jim Carrey’nin karşısında tüm dünyanın dikkatini çektiği ‘Maske’den (1994) bu yana aynı: “İnsanlar o zamanlar bana ‘10 yıl içinde kendini nerede görmek istersin?’ diye sorardı. Cevabım hiç değişmedi. Tek istediğim mutlu olmak. Hayattaki tek hedefim bu; belli bir mutluluk seviyesini sürdürmek. Ve eğer bu film yaparak olacaksa, o zaman daha da harika!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder