Osmanlı arşivlerini araştırmalarında kullanan tarihçiler bir süredir "ıslak belge" sorunuyla karşı karşıya. Tarihi öneme sahip olan arşiv belgeleri, Kağıthane'deki yeni binasında nemden korunamıyor. Bir tarih göz göre göre yok olmak üzere.
Yaklaşık 1 yıl önce açılışı yapılan yeni Osmanlı Arşivleri binası Kağıthane deresine olan yakınlığı ve bir o kadar merkeze uzak oluşu sebebiyle tartışmalara neden olmuştu. Şimdilerde, özellikle Haziran ve Temmuz ayından itibaren görülen yağışlardan sonra arşivlerde korkulan başa geldi. Araştırmacılar bazı belgelerin ıslak ya da nemli geldiğini belirtiyorlar.
Recep Tayyip Erdoğan 2 Haziran 2013’te binanın açılışını yapmıştı. Binanın açılışının üzerinden henüz bir sene geçmişken sorunlar da baş göstermeye başladı. Dere yatağına yapılan arşiv binasının yağmurlarda ki durumu herkesi kaygılandırdı. Sosyal medya üzerinden paylaşılan fotoğraflara göre arşiv deposunun üzerindeki çim alan 2 Haziran 2014’teki yağmurda su altında kalmıştı.
ERDOĞAN ÖVMÜŞTÜ
Dün ise tarihçilerin kullandığı bir e-posta grubuna arşivde istediği belge ıslak bir halde gelen bir araştırmacının yazdıkları, olayın vahametini gözler önüne serdi. Diğer araştırmacılar da benzer durumlarla karşılaştıklarını, belgelerin kimi zaman nemli geldiğini söylüyorlar. Erdoğan bina açılışını yaparken “Bu depolara monte edilecek raflar tam 130 kilometre uzunluğunda. Hemen hemen buradan Sakarya... Yırtılan, ıslanan, böcekler tarafından tahrif edilen belgeler, defterler, kitaplar burada rahatlıkla tamir edilebilecek” sözlerini sarf etmişti. 12 bin metrekarelik bu alanın hem kullanışsız hem de belgeler için oldukça riskli bir bölge olduğu bir yıl içinde ortaya çıktı.
İŞTE O E-POSTA
Araştırmacının ses getiren e-postası ise şöyle:
“Bugün arşivlerde bayağı tatsız bir olayla karşılaştım. Bunu hem sizinle paylaşmak hem de bu konuda görüşlerinizi almak isterim. Bir suredir gelen dökümanların nemli olduğu konusunda tevatur kabilinden sözler duyuyor, inanmak istemiyordum. Ancak bugün Ali Emiri koleksiyonundan gelen I. Mahmud dönemi belgeleri ıslak denilebilecek surette geldi. Özellikle bir tanesinin sol tarafinda ki yazı var ile yok arasinda denilebilir. Orada görevli F.’ye belgeyi gösterdiğimde, kendisi kontrol ederken eline mürekkep lekesi bulaştı diyeyim, gerisini siz düşünün. Diğer görevli arkadaşlar da birbirine baktı, biz bu konuda bir şey diyemiyoruz siz en iyisi bir dilekçe yazın dediler.
"Hemen müdüre çıktım, kendisi ilgilendi. Benimle beraber aşağıya gelip, belgeleri kontrol etti. Bazılarına bunlar eskiden olmuş dedi ama biraz önce bahsi geçen belgeyi görünce suratı asıldı, Ali Emiri koleksiyonu diye not etti. Şimdi eğer bu münferit bir olay ise, yazık olmuş deyip geçebiliriz (ancak bunlar büyük depolarda tutulduğuna göre, aynı akibeti paylaşan birçok belge daha olmalı).” (insanhaber)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder